yıllar sonra 1

ismim ercan resmi bir kuruluşta yici olarak çalışmaktaydım yaşım 53 karım nesrin 45 yaşında mükemel Escort Çağlayan bir evlilik anlayışlı bir karım ve 3 tane çocuğumuz vardı en büyük kızımı aydan 5 yıl önce evlendirmiştim oğlum cem amerikada iktisat okuyor küçük kızım asuman ingilterede okumaktaydı onlar için Çağlayan Escort Bayan canla başla çalışıp iyi bir eğitim ve geleceklerini kazandırmaya çalıştım artık işim gereği yorulmuştum karımlada her zaman aramız iyi ve uyumluydum hiç bir sorunum olmadı işim ve çervem gereği oldukca Çağlayan Escort ileri görüşlü ve medeni biriydim hiç bir zaman ailemin giyimine yaptıkları davranışlara karışmadım onları seviyor devamlı olarak kolamaya ve isteklerini yerine getirmeyede devam ediyordum oğlum 4 yıldır yurt dışında kızımda 2 yıl olmuştu gideli haftada 2 defa seslerini duymadan rahat edemezdim karım nesrin her zaman hanım hanımcık ağır başlı darvanışları beni mutlu ediyor çerveye karşıda oldukca saygı gören biriydi olduğumuz semtte herkes tarafından sevilen biriydik kimseye karışmaz canla başla sanki tek parça gibiydik ki başıma gelecek olanlardan habersiz bir anda dünyamın ters döneceğini bilmeden yaşıyorduk her hafta sonu beraber gezer eğlencedende uzak durmaz beraber gezer eğlenirdik yıllardır süren bir alışlanlığım her hafta karıma 1 tane kırmızı gül verirdim hiç aksatmadan devamlı olarakta karımın beni sevdiğini söylemesi eksilmezdi karımla beraber mutluyduk günlerden pazartesiyi ki hafta başı olduğundan sabah erken kalkarak görev yerime gittim güzel bir hafta sonu geçirmiştik karımla yanlız olduğumdan her zaman onunla ilgilenir mutlu olmasını sağlardım ki be benim haftaya iyi başlamam demekti iş yerimde bir süre iş dağıtımı yaptıktan sonra müdürüm ali bey beni yanına çağırtı bana ercan bey geçen hafta senin emeklilik kağıdın geldi artık emeklisin sen yanlızca imzanı atman gerekiyor ve ikramiyende hesaplandı bunu sana söylemedik nedenine gelince süpriz olmasını istedik kurum olarak burda herkes tarafından seviliyorsun ve saygı görüyorsun senin yerinide asla dolduracak bir kişi göremiyorum sadece imzanı atıp emekli olcaksın dediğinde sevindim 26 yıllık evliydim ve hiç durmadan çalışmış durmuş işimi aksatmadan görevimi yapmıştım ve emekli olmam sadece bir imzama bakıyordu artık dinlenecek ve istediğimiz gibi karımla baş başa gitmek istediğimiz yerlere gidebilecektik imzamı atmıştım ve kurumdan çıkarken herkes beni tebrik ediyor onları yanlız bırakmamam için devamlı gelmemi istiyorlardı iş çevremde ne kadar sevildiğimide anlamış oluyordum artık son olarak muhasebeye uğradım ve bir kaç evrak daha imzalıyarak elime uzatılan çek ile kurumdan çıktım artık emekli ve özgürdüm istediğimi yapacak durumdaydım ve oldukcada yüklü bir ikramiye almıştım ailemden kalma biraz mal varlığımda vardı karımında ailesinden kalma bir miktar birikim ve gayri mülkü vardı artık rahat edecektik eve doğru giderken karımın ne kadar sevineceğini düşünürken bir yandanda planlar yapıyordum ilk olarak manavgart daki yazlığımda yaz boyu sesiz sorunsuz kafam rahat bir tatil yapacaktım karımda bunu istiyordu benden ne zaman tatile çıkacağız diyordu ve işte zamanıda gelmişti tatilin sevinçle eve doğru gidiyordum olacaklardan habersiz eve gittiğimde sesizce kapıyı açtım ve içeri geçtim karıma süpriz yapacaktım o an yatak odasından eşimin sesleri geliyordu birden meraklandım sanki biri ile konuşuyordu tam anlıyamıyordum o an yatak odasına doğru gittim ve hafif aralık olan kapıdan içeri baktım yatakta arkası dönük bir erkek vardı karım ve adam çırılçıplak duruyordu dudak dudağaydı adama dikkatle baktığımda manav halil olduğunu gördüm hemen tanımıştım onu ve ben o an sanki donmuştum sesim çıkmıyor sadece baka kalmıştım halil eliyle koca yarağını tutup karımın amına dayadı dudaklarını karımın dudaklarından ayırıp gözlerinin içine baka baka ittirmeye başladı o an ki karımın yüzünde bir gerginlik oldu halil in yarağı benim yarağımdan nerdeyse iki kattı büyüktü karım koca yarağı içine tamamiyle alır almaz bir ohh çekti ardından bacaklarını kaldırıp iki yandan halil in beline doladı ayaklarını birbirine dolayıp kilitledi seninim erkeğim seninim kökle dibine kadar diye söylemeye başladı inanamıyordum karımın ağzından duymadığım sözler dökülüyordu o an halil in poposunun karımın bacakları arasına doğru alçaldığını seyrederken içim cız etti karımın gözlerimin önünde bir başka erkek tarafından sikilmesini izlemek sanki beynimden vurulmuşa döndermişti sesim çıkmıyor nefes alamıyordum o an karıma inanamıyordum yaptıklarına benim işimde olduğunu sanarak evde bir erkekle neler yapıyordu halil in kalçaları aşağı yukarı hareket etmeye başladığında onların çiftleşmeye konsantre olmuş gözlerimi ayırmadan sadece izliyordum yumuşak başlayan hareketler gittikçe daha sert ve acımasız oluyordu sanki nesrin e acı vermek ister gibi sikiyordu artık karım halil in altında zangır zangır sarsılıyor nefes nefese inliyordu ayakları halil in poposunun üstünde fırtınada sallanan yapraklar gibiydi kocaman yarağın karımın amına girip çıkmasını kıpırdamadan seyrediyorum o an beynim uyuşmaya ellerim titremeye boğazımda bir tutkunluk olmaya başlamıştı karım kolları yettiğince ona sımsıkı sarılıyor dişlerini sıkarak altında debeleniyordu başını iki yana sallayarak haykırmaya başladığında geldiğini anladım ama duramıyordu halil de durmuyordu karım yeter yeter diye yalvarmaya başladı halil daha gelmemişti dakikalarca daha hayvan gibi sokup çıkardı karım tekrar deliler gibi bağırmaya başladı vücutların birbirine çarpma sesine ne doyumsuz kadınsın sen daracık deliğini sikiyorum amına koduğumun orospusu kocan seni sikmiyormu o çocukları sen doğurmadınmı kaltak diyerek o da kendini kaybetmişti öyle güçlü koyuyordu ki karıma artık ona sarılamıyor altında boş bir çuval gibi duruyordu az önce beline beline kilitlenen ayaklarını salmış adam yarağını dibine vurdukça bacakları iki yana sallanıyordu sonunda halil böğüre böğüre karımın içine boşaldı bütün ağırlığıyla nefes nefese yatan karımın üstüne yığıldı sonra yavaşça yana kaydı yarağı karımın amından kayarak çıkmıştı sırt üstü uzandı nefes nefeseydi karımın amından halil in dölleri dışarıya taşmaya başladı karım yarı baygın hareketsiz yatıyordu sırtüstü göğüsü memeleri inip kalkıyordu sadece terden sırılsıklamdı ter ve seks kokusu iyice sarmıştı odayı ki ben yerimden kıpırdamadan öylece olduğum yere yığılmış kalmıştım sesim çıkmıyor beynim uyuşmuş bir halde vücudum yok gibi öylece kalmıştım gözüm onların üzerinde benim geldiğimi görmemişlerdi bile nefes almak için çırpınıyordum o an gırtlağımdan gelen hırıltı sese karımın ve halil in dönerek bakması bir anda oldu halil doğruldu o an ki karım birden fırladı yataktan bana bakıyordu şimdi ikiside halil beni görünce hemen toparlandı üzerini giyinerek yanımdan geçip evden koşarak çıktı karım donmuş sadece beni izliyordu bense bir felçli gibi kalmıştım odanın kapısında nefesimi alamadan bakıyordum sadece titriyor duruyordum boğazıma birşey düyümlenmiş konuşamıyordum kalbim çarpıyor duyuyordum içimde tarifi anlatılmaz bir acı vardı şimdi karım yataktan doğruldu üzerine sabahlığını giyindi bana bakmıyordu bile o an onunda titrediğini görüyordum sonra yanımdan geçerek banyoya girdi o şekilde saatlerce kaldım kıpırdamadan durdum karım banyodan çıkmıyordu kapı çalmaya başlamıştı ki devamlı zile basılıyordu uzun süre çaldı ne karım nede ben kapıyı açabildim akşam olmaya başlamıştı ki karım banyodan çıktı gözleri şişmişti o an ve gözlerinden yaşlar süzülüyordu bana baktı o an hala yerimden ayrılamamış olayın şok unu atamamıştım sonra salona geçti nesrin artık uyuşmuş bedenimi hareket ettirmeye çalıştım olmuyordu duvardan tutunarak zorlada olsa ayağa kalktım bacaklarım isyan etmişti beni taşımıyordu yıllar sonra karım beni aldatırken yakalamış görmüştüm zorlada olsa ayağa kalktım ona baktığımda koltuğa iki büklüm oturmuş ayaklarını karnına çekmiş öylece duruyordu koltukta zorlada olsa ona baktım konuşmak istediğimde ağzımdan söz çıkmıyordu konuşmak istedikce boğazıma düğümleniyordu sözlerim ve bu canımı oldukcada yakıyordu kendimi toparlamam gerekecekti o an ki zorlada olsa karıma neden dedim sadece karım bana baktı sonra pencereye baktı onu izliyordum sonra karım şimdi konuşmak istemiyorum dedi ama hala ağlıyordu oturduğu koltuktan kalktı ve yatak odasına geçti kapıyı kapatı içerden ağlama sesleri gelmeye başladığında ben olduğum yere yığıldım kaldım öylece ne kadar kaldığımı hatırlamıyordum salonun ortasında yerde yatıyordum vücudum beni tanımıyor sözümü dinletemiyordum her tarafım uyuşmuştu sabah ezan sesiyle kendime geldim ışıklar kapalı her şey yerindeydi sadece yatak odasından ağlama sesleri hafifce kulağıma geliyordu ayağa kalkmak istedim ama bacaklarım hala dermansızdı zorlada olsa kalktım ayağa kapıya doğru yöneldim ve evden dışarı çıktım aldığım nefes bile boğazımda kalıyordu çiğerlerim havayı kabul etmiyordu sanki yenilmiş yıkılmış aldatılmıştım o an sanki ölmek üzereydim 26 yıllık karım bir başkasıyla yatarken sevişirken görmüştüm nasıl olmam gerekiyordu yürüyerek 5 dakkikalık yolu 1 saate geldim deniz kenarında parkın boş bankort una zorla attım kendimi boğaza bakarak düşünüyordum hep beynim o görüntüleri red ediyordu sanki bir rüya olmasını istiyordum ama gerçekti hava aydınlanmaya başlamış ve ben hala sabahın serin havasında öylece baka kalmış donmuş gibiydim ufak balıkcı tekneleri açılırken yanıma gelen balıkcı hurşit beni gördüğünde selam verdi dönerek selamını bile alamamıştım ki adamın bana bakışları sanki değişikti bu zamana kadar herkesin selamını alan ben bu defa duymuyordum bile akşama kadar parkta bekledim sanki bir boşluğa bakar gibi balıkcılar dönmeye başlamıştı artık hurşitte gelmişti sahile bana baktı sonra yanıma geldi öylece bakıyordum ona bana baktı ercan bey renginiz bembeyaz ne oldu size dedi konuşamıyordum bile sadece titriyordum elini başıma koyarak baktı sonra ateşiniz var burda durmayın evinize gidin diyordu ama ben yerimden kıpırdamadan öylece duruyordum o an sonra bana sabahtan bu yana hiç kalkmadınmı yerinden dedi bakarak beni gözleriyle süzdü sonra ne oldu sana ya anlatsana baksana haline konuşmuyorsun ve altına işemişsin dedi ki ben öylece duruyordum sonra koluma girerek ayağa kaldırdı beni gel kulübeme gidelim sen hasta olacaksın yoksa diyerek beni kulübesine kadar getirdi içeri girdiğimde sadece bir masa ve yatak vardı kimsesiz biriydi hurşit yılardır tanırdım balıkcılık yaparak geçimini sağlardı iyi biriydi benim üzerimi soyarak havlusuyla silmeye başladı bana bakarak kokuyorsunda sana ne oldu yahu diyordu sonra yatağına yatırdı ve üzerima bataniyesini örttü sobasına bir kaç tahata atarak yaktı aslında hava ılıktı ama nedense ben titriyordum konuşmuyor öylece duruyordum ufak bir tenceresi vardı onu sobanın üzerine koyarak kendi bildiği çorba hazırlamaya başladı çorba piştiğinde bir tabağa koyarak kaşık ile bana içirmeye başladı az az gözlerimin önüne geliyordu hala ve bunu kabulenemiyordum o an gözlerimden yaş süzülmeye başladı hurşit görmüştü ağladığımı sonra bana neden ağlıyorsun ercan be ne oldu size dedi susuyordum konuşmuyordum düşünmek istemiyordum kafam donmuştu sanki bir ölü gibiydim uykuya dalmıştım artık ve rüyamda bile karım ve halil in görüntüsü vardı hala kendime geldiğimde uyandığımda hastanedeydim kolumda serum takılı bir halde 3 gün kaldım hastanede sonra taburcu ettiler kimseler yoktu yanımda yanlızdım hastaneden çıkarak hurşit in barakasına geldim hurşit beni gördüğünde manasızca baktı bana sonra ercan bey nasılsınız dediğinde sağol hurşit ne oldu bana neden hastanedeydim dedim hurşit baktı bana abi gece birden titremeye başladın korktum ağzından köpükler gelmeye başladı mecburen seni hastaneye görürdüm dedi ona bakıyordum şimdi nasılsın dedi ona iyiyim dedim bana bir sandalye çıkardı kulübesinden sandık üzerinde peynir domtes soğan kesimş ekmekle yiyordu bana baktı abi buyur beraber yiyelim dedi sadece baktım bir kaç lokma olsada zorla yemeye çalıştım hurşit bana bakıyordu sadece manalı bir şekilde sonra abi içkim yok olsaydı şimdi birer kadeh parlatırdık dedi ona baktım düşündüm belkide bir kaç kadeh içmem iyi gelecekti elimi cebime atıp para çıkardım ve uzattım istersen içelim dedim hurşit sevinçle ayağa kalktı ve gerçektenmi abi dedi başımı salladım sadece az sonra hurşit elinde rakı ile geldi peyniri dilimledi çay bardaklarına içkiyi koyarak içmeye başladık aslında içki içmezdim bu yaşıma kadar sigarada kulanmazdım hep düzenli olarak spor yapar kendimi dinç tutardım bu gece ilkleri yapıyordum içki içiyordum sonra hurşit bir sigara çıkardı ve uzattı birtane yaktım içmeye başladım önce öksürdüm sonra derin nefes cekerek içime çekmeye başladım içki ve sigara içiyordum şimdi gece yarısına kadar içtim hurşit salanıyordu artık konuşmadan sadece içtik sonra uyumaya çekildi bende oturduğum yerde sızıp kaldım günler geçiyordu bir hafta olmuştu evden çıkalım ve hiç bir yere gitmemiş öylece kulübede kalmıştım akşamları hurşit ile takıldım durdum bayağı alışmıştık bir birimize konuşmuyorduk sadece bakıp ara sıra içiyorduk karımın yaptıklarını düşünmeye başladım aslında aklımdan çıkmıyordu hep suç bendemiydi neden aldatmıştı beni anlıyamıyordum bu zamana kadar bir kadına bile yan gözle bakmamıştım onu aldarmamıştım açıkcası sebebini düşündüm durdum bir neden aklıma gelmiyordu her gün saatlerce düşündüm hep benimle konuşmadan sadece bakmış sonra bana şimdi konuşmak istemediğini söylemişti sadece sonrada yatak odasına çekilmiş ağlamıştı sabaha kadar benim ne durumda olduğumu bilmeden öylece kalmıştım evde saatlerce tutlmuştum hep bunları düşündüm evden çıkarken hiç bir şey almamıştım telefonumu bile evde bırakmıştım neden beni aldatmıştı halili tanırdım mahalenin manavıydı her zaman bana saygısını eksik etmezdi olduca cana yakın davranırdı ve aramızda iyiydi halil 4 yıl önce karısını kaybetmişti karısı öldükten sonra bir kadınla evlenmişti sadece 3 ay sürmüştü bu evlilik kadınla anlaşamış kadın sonra çekip gitmişti daha sonrada evlenmemiş hayatına bir dul olarak devam etmişti ara sıra onunla konuşurdum neden evlenmiyorsun derdim helilde ne yapayım abi bu yaştan sonra boyumuz kadar çocuğum var şimdilik idare ediyorum derdi ona peki kadınsız ne yapıyorsun dediğimde bana bakarak mahalede çok dul var işimi görüyorum derdi bunları düşündükce çıldırıyordum sanki adam benim karımı sikiyordu mahalede çok dul var diyerek banada yem atıyordu sabah oldu yine düşünerek sabahlamıştım hurşit balığa çıkmıştı sahilde bir kadın uzaktan köpeğini gediriyor bana doğru geliyordu tanımıştım mahalenin eski dullarından sezen hanımdı uzaktan beni gördüğünde bana doğru geldi yanında köpeği ile bildim bileli köpeksiz dolaşmazdı bana baktı ercan bey ne işiniz var burda sizi gördüğüme sevindim dedi bana bakarak sonra nasılsınız neden burdasınız diyordun ona baktım hava almak için dedim amacım uzatmamak bir an önce gitmesini istiyordum sorularınada olumlu cevaplar veriyordum fazla sürmedi görüşürüz diyerek gitti gecem gündüzüm birbirine karışmış perişan bir durumdaydım artık haftalar geçiyor kokuyordumda yıkanmıyor elbiselerimi değiştirmiyordum hep manasızca bakıp duruyordum bazı zamanlar hurşit ile bir kaç kelime ediyor sonra yine dalıp gidiyordum 20 gün geçmişti öğle üzeri olmuştu ki sahilde kıpırdama vardı dikkatle baktım bir kadın geliyordu bana doğru yaklaştığında aydan kızım olduğunu gördüm benim yanıma doğru geldi bana baktı sonra baba sen ne haldesin neden eve gelmiyorsun günlerdir seni arıyorum telefonunuda evde bırakmışsın dedi kızıma baktım her şeyi belki biliyor bilmiyor sadece bana neden eve gelmediğimi soruyordu sadece baktım ona ama kızım bana kalk baba eve gidiyoruz seninle annemde perişan kaldı onunda ağzını bıçak açmıyor ne oldu size diyordu kızıma baktım sonra git kızım beni yanlız bırak dedim aydan şaşırmıştı bana olurmu baba şu haline baksan ne haldesin kokuyorsun kendini bırakmışsın dedi ısrar ediyordu ama benim hiç gitmeyede niyetim yoktu kızıma git kızım git beni boş ver dedim saatlerce götürmek istedi ama en sonunda baba ne oldu anlatsana dedi ona baktım benim söyleyecek bir şeyim yok kızım beni rahat bırak git eve annenle konuş dedim sadece aydan götüremiyeceğini anlamıştı sonra bana tamam baba yine geleceğim merak ettim diyerek kalkıp gitti eve saatler geçmişt ki kızım tekrar geldi bana baktı baba kalk bize gidelim hiç olmazsa bir banyo yap rahatla dedi sadece ona baktım istemiyorum şimdi sen evine git kızım dedim aydan bana baktı sadece sonra görüşürüz baba diyerek giderken halada bana bakıyordu gece olmuş karanlıkta dalmış düşünüyor bir yandan ağlıyordum artık hurşit yatmış uyumuştu yanıma gelen mahaleden tanıdığım ahmet başımda dikildi sadece bana baktı sonra ercan bey ne bu haliniz siz burda rezil oldunuz iyice dedi ona baktım bu defa yaşlı bir adamdı ahmet emekli biriydi sonra yanıma oturdu haftalardır seni göremedim ercan yolda karını gördüm sordum senden yana iyi olduğunu söyledi işlerinin sıkı olduğunu ama şimdi seni gördüm pekte iyi değilsin bir sorun var sende diyordu konuşamıyordum bile sonra bana evet biliyorum duydum kadınlardan üzerine gelmek istemem karın iyi olduğunu söyledi ama inanamadım iyi olduğuna sezen hanım ağzından duydum seni burda gördüğünü söylemişti dedi ben sadece bakıyordum ona kadınlar kendi aralarında bizde toplanmıştı ben evdeydim tam çıkmak üzereydim ki aralarında konuşurken duydum ama inanamadım nesrin bunu nasıl yaptı sana diyordu saatlerce nasihat etti kendimi bırakmamamı yoksa çok sıkıntı çekeceğimide söylüyordu gece yarısına doğru kalkıp gitti yine yanlız acı içinde öylece kaldım mahaleninde dilinde dolaşıyordum artık yine günler geçmeye başladı dakkikalar saat gün olmuştu sanki aradan 1 ay geçmişti bir kaç tanıdık dışında kimseyide görmemiştim artık kendimi toparlamam gerekecekti ayağa kalktım ve yürümeye başladım üzerime bir gömlek ve pantolon aldım sonra iç çamaşırı bir hamama gittim güzelce yıkandım temizlendim iyice saçım sakalım uzamıştı kestirmeyide düşünmüyordum o an insanların gözlerine baktığımda sanki gözlerini benden kaçırıyorlardı o an üzerimde sadece kimliğim ve kredi kartım vardı başkada hiç bir şeyim yokttu sokakta manasızca dolaşıyordum sadece mahalleye gidecektim ama önce kirli işlerle uğraşan bir tanıdığım vardı ona uğradım rasim küçük bir büro gibi yerde ufak tefek işler çeviriyordu beni gördüğünde ayağa kalkıp bana hoş geldin ercan abi bir emrinmi var dedi ona baktım sadece bana bir tabanca bul hemen dedim rasim şaşırmıştı bana baktı abi sen ne yapacaksın tabancayı ya bırak bir işin varsa ben görürüm dedi direttim ona acil lazım varsa bana ver dedim rasim bana baktı sonra çekmeceden bir tabanca çıkardı abi seni severim elini kana bulama bırak ben göreyim işini dedi ona yok sağol ben kendim görürüm dedim rasim abi bu benim silahım sana feda olsun temizdir ne işin varsa gör dedi tabancayı alıp belime soktum ilk defa bir silaha dokunuyordum şimdi askerliten bu yana ilk defa rasime baktım ne kadar bu dedim rasim bana baktı ayıp ettin abi sen zamanında bizim çok işimizi gördün bu sözü söylemen bile hatta duymamış olayım dedi teşekür ettim ve ordan ayrıldım şimdi mahaleye doğru yürümeye başladım mahallenin ortasına geldiğimde baktım halil manav tezgahında sebzeleri düzeltiyor çürükleri ayıtlıyordu yavaşa yaklaştım ona doğru mahallenin kahesinde herkes dışarı bakıyordu o an bana bakıyorlardı halil benden habersiz kendini işine vermiş uğraşırken yaklaştım ona tam arkasındaydım şimdi birden dönerek bana baktı sarardı o an beni görünce konuşmuyordu sadece bakıyordu sanki dili tutulmuştu öylece ona baktım sonra neden yaptın bunu dedim halil konuşamıyordu sadece etrafına bakındı bağırdım ona konuşsana köpek neden bunu yaptın bana dedim ama halil in ağzını bıçak açmıyordu etrafa bakındım herkes bize bakıyordu sonra halile konuşsana orosbu çocuğu neden neden diyerek bağırdım halil bakıyordu sadece yumruğumu bir anda yüzünün ortasına geçirdim halil yere yuvarlandı üzerine çulanıp yüzüne yüzüne vuruyordum artık halil bana elini kaldırarak dur ercan dur diyordu ama ben dinlemiyor sanki tüm acım gidecekmiş gibi yumrğumu indirmeye devamm ediyordu yüzüne halil kendini toparladı kurtulup ayağa kalktı yüzü gözü kan içindeydi sebzelerin yanında duran bir odun parçasını alarak bana doğru gelmeye başladı etraftaki kişiler bir anda hareketlenip bize doğru gelirken halil bana vurmak için odunu havaya kaldırmıştı ki benimden silahı çıkarıp ona yönelttim bir anda durdu halil bana bakıyordu ki etrafımızdaki adamlarda durdular kalabalığın içinden bağırıyorlardı yapma ercan abi kendine yazık edersin diyorlardı silahı başına dayadım halil kıpırdıyamıyordu şimdi titremeye başlamıştı kimse yanımızada yaklaşamıyordu elimdeki silahı gören sadece çekiliyordu ahmet bey ileri bana doğru gelerek yanımda durdu halil dizlerinin üzerine çökmüş sonunu bekliyordu ahmet bey yapma ercan sonradan pişman olaçağın bir şey yapma kendine yazık edersin buna değmez bu yaştan sonra hapislerde çürürsün diyordu halil ağlamaya başlamıştı başını kaldırıp bana baktı ercan vurma beni çocuklarım var ben ölürsem kimseleride yok kim bakar onlara zaten şu an bile sana bakmaya utanıyorum çocuklarım için ercan beni onlara bağışla diyordu bir an olsada gözümü kan bürümüştü kendime gelir gibi oldum ahmet bey konuşmaya beni vaz geçirmeyi düşünüyordu bir an olsada haklıydı polisler gelmişti hemen yanıma yaklaşan komser bana ercan silahı bırak sonra pişman olursun yapma diyordu silahı indirdim halile bakıyordum suratının ortasına yumruğumu yerleştirdim birden halil yerde yatıyor hıçkıra hıçkıra ağlıyordu şimdi komser elimden tabancayı alarak yanındaki polise verdi sonra kolumdan tutarak karakola doğru gitmeye başladık komser ekrem bana kendine hakim ol ercan iyi yaptın öldürmemekle ne oldu sana böyle yaptın diyordu sesimi çıkarmıyordum karakola gelmiştik ifadem alınıyordu sabah olduğunda mahkemeye çıkacaktım gözetim altına alındım nezarete kondum komser polislere kapıyı kapatmayın tanırım onu kefili benim dedi bana bakarak ağlıyordum yine düşündükce çıldırıyordum sabaha kadar düşündüm sonra polis arabasına binerek mahkemeye doğru yola çıktım mahkemem başlamıştı ki bir çok tanık gelmişti halilde ordaydı halil hakime şikayetci değilim hakim bey sadece bir tatsızlık oldu ercan iyi biridir ondan şikayetci değilim dedi bana bakarak tanıkların ifadeleri ile serbest kaldım mahaleden arkadaşlardan arabası olan biri beni mahaleye getirdi acıkmıştım bir lokantaya oturarak karnımı doyurdum akşama kadar sadece baktım devam edecek

Bir cevap yazın